Yıllardır bu işi yapıyorum, yüzlerce kapatıcı denedim. Kimi pudra gibi kuruttu, kimi çizgilere inatla doldu, kimi de “ben buradayım” diye bağırdı. Ama Makeup by Mario SurrealSkin Concealer… Yani… Nasıl desem… Bu başka.
Gerçekten yapısı benzeri olmayan bir kapatıcı. Ne tamamen mat, ne de o yapış yapış “aydınlık” maskelerinden. Cilde oturması, sanki orada doğmuş gibi. Ne bir kalıp gibi duruyor, ne de hemen silinip gidiyor. Hafif ama etkili. Aydınlık ama doğalmış gibi. Karmaşık hisler içerisindeyim.

Ama işin garibi şu: Bu ürün benim tahmin ettiğim kadar Türkiye’de ses getirmedi. Hani markanın viral olan ürünlerini biliyorsunuz zaten – kontürler, far paletleri falan. Herkes bir şekilde övdü de övdü. Ama bu kapatıcı? Sanki kimse fark etmedi. Ya da korktu fikrini söylemeye.
Ben de istiyorum ki bu ürün kaosa sürüklensin. Birileri çıksın “efsane bu” desin, birileri “saçmalamayın, bok gibi” diye tepki versin. Herkes cilt farkını unutsun, birbirine beğendiği için laf atsın. “Yalancı mısın kızım sen, nasıl sevdin?” desinler. Tek derdimiz bu olsun. Hayat bu kadar basit olsun. Ah ne güzel olurdu lan.

Ama yok. Öyle olmuyor. Herkes ürünlere bir “reklam kokusu” yüklüyor. Buradan söylüyorum: Reklam falan değil. Eşek gibi çalıştım, paramı kazandım, kendim aldım. Hoş markalar benimle reklam yapar mı, ondan da şüpheliyim zaten. O yüzden içim rahat, zevkimle paylaşıyorum.
Yani bu yazı işinize yararsa, bari nankörlük etmeyin, bir beğenin, bir yorum bırakın, teşekkür edin.
Çünkü bu dünyadan göçüp giderken en azından “bir kişi vardı, kıymeti bilindi” diyebileyim.